2008-07-28

K I Z KUMU (Marmaris)


Ege’de tatil yapmak dahası çılgın bir tatil yapmak denilince akla gelen ilk yer Bodrum’sa ikincisi de hiç kuşkusuz Marmaris’tir. (En azından benim naçizane fikrime göre). Kalabalık caddeleri, sabahlara kadar süren gece hayatı, masmavi denizi ve eşsiz güzellikteki koyları Marmaris’i gerçekten çekici kılıyor.

Ancak bu kalabalıklarla birlikte tatil yapmak niyetinde değilseniz yani çılgınca değil de dingince bir tatil sloganı ile yola çıkarsanız bir seçeneğiniz var. Orhaniye Köyü! Efsaneleri ile ünlü bu köy kendisini ziyaret edenlere sakinliğinin ötesinde başka tatlarda sunuyor.

Yemyeşil çam ormanlarının arasında saklambaç oynayan Orhaniye Köyü, Kızkumu adı verilen kıyıoku ve burası ile ilgili efsane çeşitlemeleriyle hem sizi zamanın ötesine götürüyor hem de muhteşem bir tatili muştuluyor. Ama Kızkumu’nda yürüyüp de bunları hissetmeyen varsa ya da olursa ben doğru Bodrum’un çılgın ve aslında gün geçtikçe monotonlaşan eğlencelerine yol almasını tavsiye ederim. Ancak burada Bodrum’u kötülediğim gibi bir düşünce çıkarılmasın tabii ki şahane koyları ve köyleri olan Bodrum’da sevdiğimizi şirin, tatlı tatil beldelerimizdendir fakat buradaki hassasiyetim Kızkumu’nun olağandışı görüntüsünden ve yarattığı “Amanın denizin üstünde yürüyorum yav!” duygusundan ileri geliyor.

Efsane ile doğanın kesişimi... Bir Anadolu efsanesinde yürümek...

Bir rivayete göre!
Efsane yörede yaşayan köylülere göre değişiklik gösteriyor. Bir versiyonuna göre yüzlerce yıl önce bu yörede yaşayan Kral, kızlarını yetiştirdiği üzümlerin başında beklemelerini emretmiş. Ama bizim prensesler, tabii gençler kanları kaynayor türlü hulyalar içinde yorgunluktan uykuya dalmışlar ve üzüm leri korsanların çalmasına engel olamamışlar. (Buraya kadar hikaye süper de korsan kısmı beni biraz zorluyor). Bunun üzerine babalarının gazabından korkan prensesler kendilerini korumak için eteklerindeki taşlarla denizden karşı kıyıya geçmeye çalışırlar. Ve denizin tam ortasında taşları biten iki prenses boğulur.
Kızın adım attığı yerler kumsala dönüşür!

Bir diğer efsanede de yine bizim kral ve kralının kızı ile bir balıkçı birbirlerine aşık. Ancak, kral kızı balıkçıya varamaz. Hal böyle olunca,kız ile delikanlı gizli gizli buluşuyorlar tabii. Kral baba bunu zaman içerisinde öğreniyor ve bir gece takip ettiriyor kızını. Diyorlar ki; balıkçı denizden geliyor, kız kumsalda onu bekliyor, bulunduğu yeri ışıkla işaret ediyor delikanlıya. Ve kral kızı ile delikanlı,gün ağarana kadar aşk oyunları Yapıyorlar birbirlerine.Kral bir gece askerlerine kızını yakalamalarını ve kumsalda Işıkla balıkçıya işaret göndermelerini buyuruyor. Delikanlı ışığı görünce atlıyor kayığına ve kürek çekiyor bir manga askerin üzerine doğru. Kız askerlerin elinden kurtuluyor ve koşmaya başlıyor sevdiğini kurtarabilmek için ama koyun taaa öbür ucuna yetişmesi imkansız.Ama sevda bu; kural falan dinlemez, atıyor kendini sulara.İşte o anda bir mucize gerçekleşiyor!

Kızın adım attığı her yer kumsala dönüşürken peşinden koşan Askerler bastıkça denize gömülüyor onca ağırlıkla. Kız kayığa kadar koşabiliyor. Ancak bir okçu tam o anda delikanlıyı hedefleyip salıyor okunu. Heyhat!
Kız ile delikanlı birbirlerine sarılmışlardır bile ve ok gelip kızla buluşuyor.

Kırmızıya boyanan kumların anlamı
Derler ki; o kumlar, kızın kanı denize karışınca kırmızıya boyanmış. Delikanlı ise aldığı gibi gidiyor kızı, sonrasını ne gören var ne duyan!

İşte 650 metre boyunca denizin ortasına doğru uzanan kızıl taşlarıyla Kızkumu, ayak bileklerine kadar denizin içine çok uzaklara kadar yürümenizi ve kelimenin tam manasıyla dumur! Durumunu yaşamanızı sağlıyor. Kızkumunda bu efsanelerin hüznüne kapılmadan yürümeyi başarırsanız kendinizi çok iyi hissetmeniz işten bile değil çünkü iki yanınızı çavreleyen masmavi suların ortasında üzgün ve denizin içinde yürümenin keyfini belki de başka hiçbiryerde yaşayamazsınız. Öyle ki siz Kızkumu’nu üzerinde adeta bir evliya edasıyla yürürken tekneleriyle koyu ziyarete gelenler sizin dumurunuza yakın bir duyguyla size bakıp denizin içindenn yürüyen bir insan olabileceğine inanamıyorlar.

Orhaniye Köyü'nün diğer hünerleri
Öte yandan Orhaniye Köyü’nün tüm hüneri bu kadarla da kalmıyor. Kızkumu çevresinde sadece keçilerin tırmanabilecekleri kadar dir yamaçlar sergüzeşt ruhları da kendine çağıran bir güzelliğe sahip. Zaten bu koyun bir diğer adıda Keçibükü. Ancak bu yöre Kızkumu’nun dışında fazlaca bilinmiyor. Bunun nedeni ise son yıllara kadar yolların oldukça bozuk olması. Dolayısıyla mavi yolculuklara çıkanlarla denizde burun buruna gelme olasılığı da artıyor. Mavi yolculuğu tercih edenlerdenseniz gece koyda demirlediğinizde ateşböceklerinin ve denizin sesi ile burada da nirvanaya ulaşabilirsiniz. (Yani fazla uzak doğuya! gitmeye gerek yok) Yok ben almıyım köyde kalayım derseniz o vakit çoğu köyün yerlileri tarafından işletilen pansiyon ve motellerin tadını çıkarabilirsiniz. Bu arada Kızkumu’nun şirin balık lokantalarında bir balık ziyafeti çekemeyecek kadar vaktiniz ya da isteğiniz yoksa siz zaten oraya hiç gelmemişsiniz. Ya da yürümek ya da tırmanmakla bitmeyecek patikalarda, kavurucu güneşe inat şarkılar tutturmadıysanız. Eğer tüm bunları yapmışsanız zaten keçi kavesinde yaşlıların gençlik hatıratlarını paylaşın dememe bile gerek yok.

Bu da olmadı barlar sokağı
Yok bunların hiçbiri yeterli değil diyip benim sabrımı sınamaksa niyetiniz, ben yine de iki seçenek daha sunacağım ısrarla. Ya Turgut Köyü’ne gidip bir doğa harikası daha olan şelalenin buz gibi sularına kendinizi atacaksınız ya da Marmaris’in sadece 25 dakika uzakta olduğunu hatırlayarak barlar sokağının kalabalığına doğru yol alacak ve tüm anlattıklarımı unutacaksınız. Karar sizin!

2008-07-03

BELEK!!'







Belek Antalya'nın 40 kilometre uzağındadır. Yıllar önce Antalya ile birlikte anılan Belek, zamanla Antalya'dan farklı bir tatil bölgesi olarak anılmaya başlamıştır.
Belek Antalya’nın 40 kilometre uzağındadır. Yıllar önce Antalya ile birlikte anılan Belek, zamanla Antalya’dan farklı bir tatil bölgesi olarak anılmaya başlamıştır. Modern otelleri, alış veriş olanakları, bir yanda güzel yemekler yiyip bir yandan da bulunduğunuz mekanlardan keyif alabileceğiniz restoranları... ve özellikle dünya standartlarında olan golf tesisleriyle doğa ile sporu, tarih ile dinlenmeyi bir arada sunan bir tatil bölgemizdir.
BELEK’İ KEŞFET
Aspendos:
Aspendos genellikle Antalya ile birlikte anılan bir yerdir. Ancak Aspendos Belek’e oldukça yakın olduğu için uğramadan dönmemeniz gereken yerler arasında yer alıyor.
Aspendos, İ.S. 2. yüzyılın sonlarına doğru mimar Zenon tarafından yapılmıştır. Antik tiyatronun akustiği hala çözülememiş sırlar arasında yere almaktadır. Ancak sır olarak kalan sadece bu yapının akustiği değildir, bunun dışında yapılışı adına bir çok efsaneler üretilmiş ve üretilen bu efsanelerin doğruluğu ve yanlışlığı hakkında kesin bilgiler yoktur. Bu yapının geçirmiş olduğu bir çok depreme rağmen hala ayakta kalması bir yana, tiyatronun yaklaşık 20 bin kişilik kapasiteye sahip olması bir yana, adına üretilen efsaneler bir yana... bu kadar özellikleri olan bir yer görmeye değmez mi?
Perge:
Eğer Belek’te ilk olarak Aspendos’a ziyarette bulunursanız, Perge size oldukça küçük gelecektir. Ancak Grek döneminden kalma kuleleriyle ziyaretçilerin ilgi odağı olmuştur.Antalya'nın merkez ilçesine bağlı Aksu bucağının kuzeyinde yer alan eski çağ kenti Perge'nin İ.Ö.1000 yılına doğru kurulduğu sanılmaktadır.

Eskiçağ'da ün salan Artemis tapınağı günümüze kadar bulunamamış.Kentin kenarındaki onbeşbin kişilik tiyatroysa çok iyi korunmuş,oturma yerleri olduğu gibi kalmış.Hatta sahnesini önemli bir bölümüde hala ayakta duruyor.Surları da zamana meydan okuyor adeta.Antik kent Perge'de,Ord.Prof.Dr.Arif Müfid Mansel ölümüne kadar geçen sürede arkeoloji kazılarını yürütmüş.
Kentin özellikle Nymphaeion'unda çok sayıda heykel bulunmuş.Kentin kullanıldığı zamanlarda,su perileri Nymphe'lere adanmış anıtsal havuzlu çeşmedeki yekpare mermerden işlenmiş şu anda başı olmayan peri heykelinin altından akan su,2-3 metre yükseklikten düşerek,yapılmış havuz ve kanal sistemi ile şehrin agorasını bir baştan bir başa dolaşıyormuş.Şimdi ise sudan eser yok ve yanınıza yedek bir matara almadıysanız işiniz oldukça zor...

Kurşunlu Şelalesi: Çevresi ağaçlarla kaplı olan bir şelale düşünün, yeşil bir doğa mavi bir gökyüzü, beyaz köpükler... ve size eşlik edecek kuşların ve tabiatın sesi... hayal ettiğiniz yer

Burada piknik yapabilir, alabalık yiyebilir ve gizli olan mağaralarda ufak bir doğa keşfine çıkabilirsiniz.

Belek’te golf oynanır.Belek ufak bir tatil merkezi olmasına rağmen adını duyurmuş bir beldemizdir. Bunun en büyük nedeni ise doğa ile iç içe spor yapma olanağı sunan Türkiye’nin en büyük golf alanlarının bu bölgede bulunmasıdır.
Golf ün tarihi oldukça eskilere dayanır. Bu spor uzaktan bakıldığı zaman rutin bir spormuş havası verse de golf tutkunları için vazgeçilmez bir spordur. Golf oynarken, saatlerce atış yapmak ve topunuzun peşinden yürümeniz gerekir ve bu da vücudunuzu oldukça hareket ettirmenizi sağlar, bunun yanı sıra beyninizi de çalıştırmanız, topa ve oyuna oldukça iyi adapte olmanız gerekmektedir.
Belek’te bulunan golf sahalarında golf oynayabilir ya da burada bulunan öğretmenlerden golf dersleri alabilirsiniz. Ancak bu sporun oldukça pahalı bir spor olduğunu hatırlamadan da geçmeyelim.

BELEK'TE DAMAK ZEVKİ
Belek’in güzel bir deniz bölgesi olmasından dolayı bu bölgede ilk tercihiniz, deniz manzarasına karşı balık yemek olacaktır. Balık ve deniz ürünlerinin dışında, Belek’te karpuz, bergamut ve turunç reçellerini deneyebilir ve evinize dönerken bir kavanoz reçel satın alabilirsiniz.
Antalya özgü olan bir çok yemeğin, Belek’te tadına bakabilirsiniz. Bunların başında Antalya Piyazı, tahin ve limon suyundan yapılan Hibeş ve yoğurt, et, nohuttan yapılan Kulak Çorbası’nı deneyebilirsiniz.

BELEK'TE ALIŞVERİŞ
Belek’te alışveriş yapmak için çeşitli seçekleriniz var. Son yıllarda oldukça gelişmiş bir tatil beldesi olmasının en büyük getirilerinden bir tanesi bir çok yerde açılan alışveriş mekanlarıdır. Buralarda bir çok ürünü bir arada bulabilirsiniz. Ancak yöreye özgü birşeyler satın almak isterseniz, size halk pazarlarını önermemiz gerekecek, bu pazarlarda yiyecekten el ürünlerine, değişik objelerden halılara ve kilimlere kadar bir çok şeyi bulabilirsiniz.

Gez: Perge’yi gez.
Gör: Kurşunlu Şelalesi’ni gör.

Dene: Golf oynamayı dene.

Tadına bak: Yöreye özgü reçellerin tadına bak.

Hayran kal: Aspendos’a hayran kal.