2008-05-13

DATÇA!!!


1928 yılında ilçe olan Datça'nın tarihi çok eskilere dayanıyor.
DATÇA'NIN TARİHİ
1928 yılında ilçe olan Datça’nın tarihi çok eskilere dayanıyor. Antik Çağ’da Knidos adıyla anılırken, 6. yüzyılda Lidyalıların daha sonra da sırasıyla Dorların, Perslerin, Büyük İskender’in, Roma İmparatorluğu’nun ve Bizans İmparatorluğu’nun egemenliğine girmiştir. 12. yüzyılda Selçukluların bu muhteşem topraklara hükmetmesinin ardından Osmanlı egemenliğiyle tarih sayfalarında yer almıştır.
Tarihi Knidos şehri, döneminin en önemli kültür, sanat ve bilim merkezlerinden biri sayılıyordu.
Havası her derde çare oluyor
Nem oranı sıfır bir yer hayal edin. Doğası ve yeşillikleriyle tertemiz, senenin 300 günü güneşle parıldayan masmavi bir gökyüzü düşünün. Sıcak yaz günlerinde bol oksijeniyle yüzünüze vuran serin rüzgarı hissedin. Ve şimdi de Türkiye’nin en güneybatı ucuna gidin. İşte ordasınız...
Ünlü coğrafyacı ve tarihçi Strabon’un dediği gibi; “Tanrı, yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını istiyorsa Datça Yarımadası’na bırakır.” Tarihin en eski tıp okullarının kurulduğu, insanların şifa bulmak için geldikleri Datça; hala doğallığını koruyor.
DATÇA’YI KEŞFEDELİM
Tarihi, antik kentinde yaşayın
Knidos: Datça’nın 35 km uzağında, en batı noktasında bulunan bu tarihi mekan; ‘Çıplak Afrodit’ eseriyle ünlenmiştir. Praksiteles’in bu heykelinin önemi, dünyada bulunan ilk çıplak tanrıça heykeli olmasıdır. Ayrıca amfitiyatro, Akropolis, Demeter Mabedi ve güneş saati hala görülebilen tarihi eserlerdendir. Buranın bir diğer özelliği de hem Akdeniz’den hem Ege’den denize girebileceğiniz tek nokta olmasıdır. Özellikle Mavi tur yapanların uğrak yerlerinden biridir.
Eğer yaz aylarında ziyaret edecekseniz deniz yolunu kullanmanızı öneriyoruz çünkü karayolu – özellikle son kısımları – hiç iyi durumda değil.
Hızırşah Köyü: Selçuklu zamanından kalma cami görülebilecek en önemli eserdir.
Reşadiye (İskele Mahallesi): 200 yıllık bir tarihe sahip Mehmet Ali Bey Konağı görülmeye değer yapılar arasında yer alıyor. Ayrıca büyük cami de Reşadiye’de görebilecekleriniz arasındadır.
Koylarında geçireceğiniz zamana doyamayacaksınız
Yüzerken başınızı aşağıya çevirdiğinizde yüzen balıkları görebileceğiniz temizlikte, masmavi sulara sahip bu koylar; unutulmaz bir eğlenceyi ve dinlenceyi bir arada sunuyor. Bir diğer şansınız da hem Akdeniz’e hem de Ege’ye girebilecek kumsallarda bulunmanız olacaktır.
Mesudiye Köyü: Knidos yolu üzerindeki bu bölge, Kızılbük Koyu’nun da aralarında bulunduğu 3 koyu bünyesinde barındırıyor. Enfes bir limana sahip Hayıtbükü ve Ovabükü de Mesudiye Köyü’nün diğer koylarıdır.
Palamutbükü: Tertemiz deniziyle sizi adeta büyülecektir. Datça’ya 30 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Açıklığında küçük bir ada bulunan bu koyun kumsalı kum ve çalıldan oluşmaktadır.
Kargı Koyu: Datça’ya 4 km. uzaklıkta yer alıyor. İri taneli kumu ve sakin sahiliyle huzur veren bir koydur.
Şehirden uzak olmayan Kumluk Plajı, Hastane Altı Plajı, Taşlık Plajı ve Şifalı Göl de diğer seçeneklerdendir.
Ayrıca dalış ve sörf meraklıları da Datça’da yer bulmakta zorlanmayacaklardır. Muhteşem denizi ve sürekli esen meltem rüzgarlarıyla aktif tatil arayanlar için Datça daha da çekici hale gelebilir.
Tatilinizi sadece deniz ve sessizlik olarak düşünmeyin. Size sunulan ve keyfine varabileceğiniz birçok seçenek var.
DATÇA'DA DAMAK TADI
Datça’da deniz kenarında balık keyfi yemenin dışında, değişik tatlara hazır olun. Bu tatların ilk başında Datça bademi gelir. Datça bademi, Türkiye’de oldukça meşhur olan lezzetlerden bir tanesidir. Datça’da bademlerin bir çok çeşidi vardır. Nurlu’su, ak’ı, dedebeğ'ı kababağ’ı gibi değişik çeşitleri vardır. İncirli Badem: İncirin içine badem koyup fırında pişirilen tatlıya deniliyor. Ve İncirli Badem’e bal karıştırarak yapılan lezzete ise Ballı Badem adı verilmektedir. Bu tatları halk pazarlarında ve yol kenarlarında kolaylıkla bulabilirsiniz. Ayrıca bu tatlı lezzetlerin doğal birer enerji kaynağı olduğunu da unutmayın.
Tatlılardan bahsettik ancak, Datça’da gün boyunca tatlı yemeniz gibi bir şey söz konusu değil tabii ki de! Biraz da Datça yemelerini anlatmak gerekirse, ilk olarak "keşkek" ten bahsetmek gerekir. Keşkek Datça’da özellikle düğünlerde yapılan, pilav tarzında bir yemektir. Keşkek oldukça zahmetli bir yemektir, çünkü buğdayı malzemeleri oldukça itinayla seçilmeli ve pişirilmesine de bir o kadar özen gösterilmelidir. Datça’da yemekler genellikle değişik otlardan ve bitkilerden yapılır, ve özellikle bu değişik bitkilerden yapılan çaylar Datça’da oldukça revaçta olan içeceklerdir.
Sizde gittiğiniz yerlerde yöreye özgü yemekler yiyerek o yeri daha iyi tanıyacağınızı düşünüyorsanız Datça’da Karavile( Salyangoz), Kışıyak, Otlu, Dallampa gibi adı gibi kendi de oldukça ilgi çekici olan yemeklerin tadına bakmalısınız.
DATÇA'DA ALIŞVERİŞ
Datça’da satın almak için bir çok ürünün arasında ilk olarak dikkatinizi çekecek olan şeyler, iğne oyaları olacaktır. Datça’da kullanılan has ipek dokumalar, evlerde yetiştirilen ipek böceklerinden elde edilmektedir. Datça halkı el sanatlarına oldukça değer vermektedirler. Binalar restore edilerek El Sanatları Merkezi’ne dönüştürülmüştür. El emeği olan ürünleri, başta Sanat Merkezleri olmak üzere, halk pazarlarında da kolaylıkla bulabilirsiniz.
DATÇA’YA NASIL GİDİLİR?
İstanbul’dan 963 km., Ankara’dan 840 km. ve Muğla’dan 134 km. uzaklıkta bulunan Datça’ya karayoluyla ulaşabilme imkanlarınız çeşitlidir. İstanbul, Ankara ve İzmir’den direk otobüs seferleri mevcuttur. Ortalama otobüs seferleri 14 saat sürmektedir.
Eğer otomobille gitmek tercihinizse, ünü iyice yayılmış virajlı yollardan geçmek zorundasınız. Tehlikeli olmasının yanında muhteşem manzaralara sahip bu yolda özellikle gece yolculuk edecekseniz yavaş gitmenizi öneriyoruz. Ortalama yolculuk 11 saat sürmektedir.
Mayıs-Ekim ayları arasında, Bodrum’dan kalkan feribotlar da bir diğer seçeneğinizdir. Yaklaşık 4 km. süren bu yolu deniz üzerinde almak değişik bir yolculuk olabilir.
Havayoluyla büyük şehirlerimizden Bodrum’a uçup, oradan karayoluyla ya da denizyoluyla Datça’ya ulaşmanız da mümkündür.

8 yorum:

Şükrü Yılmaz dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Şükrü Yılmaz dedi ki...

Hayrırlı Günler Günaydın Gününüzün Sağlıklı Neşeli ve Bol Bereketli Güzel Olmasını Dilerim.Sevgiyle ,Saygıyla vede Sağlıkla Mutlu esen Kalın Allaha Emanet Olun.Saygılarımla
Kusura Bakmayın Bir haftadır yazamadım sizleri ziyaret edemedim özür dilerim .çünkü 19 mayıs tatilini fırsat bilip Eşim ,Annem ve Kızkardeşimle Beşgünlük yurtdışı Suriye Halep,Şam,Halep gezdik inşallah Allah sizlerede kısmet eder.

Şükrü Yılmaz
Antakya-Hatay

http://sukruyilmaz.net
http://sukruyilmaz.net/blog

SEVDA YARASI

Gözlerim acılı,
Yüreğim sancılı,
Sevginin tadı bitti,
Ömrümün yarısı gitti,
Sardı beni yalnızlık,
Seninle Anılarım Sevda Sızısı....

Ellerim tutmaz artık,
Sözlerim dikenli konuşmaz artık,
Son buldun duygularımda sevmez artık,
Kalbimde yerin yok sana kilitli,
Yazık oldu boşa gitti emeklerim,
Seninle Yaşadıklarım Sevda Yarası...

Alıntı:Yusuf Kemal Çetin
http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp?sair=30955&siir=513149

Şükrü Yılmaz dedi ki...

Günaydın Hayrırlı Günler Cumanız Mübarek Olsun Gününüzün Sağlıklı Neşeli ve Bol Bereketli Güzel Olmasını Dilerim.Sevgiyle ,Saygıyla vede Sağlıkla Mutlu esen Kalın Allaha Emanet Olun.Saygılarımla

Şükrü Yılmaz
Antakya-Hatay

http://sukruyilmaz.net
http://sukruyilmaz.net/blog

SORMA DEMİŞSİN

Kararan bulutlara haber gönderip
Beni sormasın ağlasın demişsin
Rüzgarları nefesim farz edip
Beni sormasın ağlasın demişsin

Yıldızları gözlerim, ayı bedenim
Uzaktayım dokunmaz diyerek ellerim
Duruyorsa verdiğim kırmızı güllerim
Koklamasın ağlasın demişsin

Belki dönemem diyerek yıllarca
Yas tutmasın bana aylarca
Gündüzler hatta bütün gece boyunca
Beklemesin aşkımla yansın demişsin

Alıntı:İlhami Atmaca
http://www.siirkolik.com/siir_oku.asp?id=382&baslik=Sorma%20Demişsin

Şükrü Yılmaz dedi ki...

Günaydın Hayırlı Sabahlar,Günülerinizin,Sağlıklı Neşeli ve Bol Bereketli, Olmasını Dilerim.Segiyle Saygıyla vede Sağlıkla Mutlu Esen Kalın Allaha Emanet Olun.Saygılarımla

Şükrü Yılmaz
Antakya-Hatay

http://sukruyilmaz.net
http://sukruyilmaz.net/blog

BULUNUR

Çeker gibi bakma hançeri kından,
Seninde canını yakan bulunur.
Senin de bir zalim gelir hakkından,
Sana da bir kurşun sıkan bulunur.

Aşkımın ahıyla tutulur yakan,
Alıcıkuş kadar sürmez fiyakan.
Senin de gözünü yaşlı bırakan,
Senin de boynunu büken bulunur.

Merhamet olmazsa kalp kiracında,
Tahtın da kurtarmaz seni tacın da...
Bir kara sevdanın darağacında,
Senin de ipini çeken bulunur..!

Alıntı:Cemal Safi
http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp?sair=155&siir=7191&order=oto

Şükrü Yılmaz dedi ki...

Günaydın Hayırlı Günler Cumanız Mübarek Olsun Sağlıklı neşeli güzel ve bereketli bir gün geçirmenizi dilerim.Saygılarımla

Şükrü Yılmaz
Antakya-Hatay

http://sukruyilmaz.net
http://sykruyilmaz.net/blog

TESPİH

Çekersin boncukları tek tek
Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi
Ama oda biter
Çekilmez olur artık ağırlığı
Halbuki tüy gibi hafiftir o

Sallarsın canın sıkıldığında
Parmaklarının arasında dolaşı bazen
Bazen bileğinde takılıdır
Bazen arabanın vitesindedir
Ve en önemlisi çekersin bir bir
Günahlarımı affet allahım diye

Alıntı:Tuncay Çelik
http://www.siirkolik.com/siir_oku.asp?id=11382&baslik=Tespih

Şükrü Yılmaz dedi ki...

Günaydın Hayırlı Günler Sağlıklı neşeli güzel ve bereketli bir gün ve Haftasonu Tatili geçirmenizi dilerim.Saygılarımla

Şükrü Yılmaz
Antakya-Hatay

http://sukruyilmaz.net
http://sykruyilmaz.net/blog

BIRAK BENİ GİDEYİM

Aldırma göz yaşıma benim biricik kızım
Bırak beni gideyim ayılmadığım yere
Bir gamlı bülbülüm ki yavruma geçmez nazım
Neden feryat edeyim duyulmadığım yere

Madem ki görenlerin ürperdiği yarayım
Kimden medet umayım kimden derman arayım
Bir selamı çok gören semte neden uğrayım
Girmem sevilmediğim sayılmadığım yere

Beni aldatan benim eşim, dostum, bigünah.
Ne gafil serseriyim bin kere eyvah eyvah
Mecnun etsin de beni mecbur etmesin Allah
Dönmem insan yerine konulmadığım yere

Alıntı:Cemal Safi
http://www.siirdefteri.com/?sayfa=siir&siir_id=2562

Şükrü Yılmaz dedi ki...

Günaydın Hayırlı Günler ve Haftalar Sağlıklı neşeli güzel ve bereketli bir gün ve Hafta geçirmenizi dilerim.Saygılarımla

Ellerinize ve yüreğinize sağlık böyle güzel bilgilendirmeler ve paylaşımlarınız için teşekkür eder başarılarınızın devamını dilerim.

Şükrü Yılmaz
Antakya-Hatay

http://sukruyilmaz.net
http://sykruyilmaz.net/blog

İMKANSIZ BİRİNİ SEVDİM

İmkansız birini sevdim
Gözlerinde hüzün olan,
İmkansız birini sevdim,
Ellerindeydi kalbim.
İmkansız birini sevdim,
Sanki O’da bir gün severmiş gibi.
İmkansız birini sevdim,
Benden çok uzaklarda....
İmkansız birini sevdim,
Anılarımın en özeli.
İmkansız birini sevdim,
Yanındayken kalbimin güvercin olduğu.
İmkansız birini sevdim,
Bir gün gideceğini bilerek.
İmkansız birini sevdim,
Bana cennetin kapısını gösteren.
İmkansız birini sevdim,
Hayallerimde büyüttüğüm.
İmkansız birini sevdim,
Sadece bir nefes alış süresinde.
İmkansız birini sevdim,
Kendimi unuturcasına...
İmkansız birini sevdim,
Bugün seslense döneceğim,
İmkansız birini sevdim,
Bana asla gel demeyecek,
İmkansız birini sevdim,
O’na sevdiğimi söyleyemedim...
İmkansız birini sevdim,
Hala geleceğini beklediğim....

Alıntı:ESRA BAYKAL
http://www.yazgulu.com/siirler/imkansiz_birini.php

Unknown dedi ki...

selam canım evli ve 2 çocuk annesiyim oriflame doğal kozmetik işiyle uğraşıyorum kendi ürünlerini %30 ucuza alıp,sattığın ürünlerdende %30 net kar elde edebileceğin üye yaptıkça direktör seviyesine yükselip 1000$ kazanabileceğin sabah 8:30 akşam 17:00 gibi mesai bitimi olmayan kendi işinin patronu olacağın bi iş teklifiyle geldim sana.Düşündükten sonra aramıza katılmak istersen blogumda bulunan başvuru formunu doldurup yollayabilirsin.Ama cevabını olumlu yada olumsuz farketmez muhakkak yorum olarak bırakırsan beni sevindirirsin